Verimlilik


Verimlilik kavramı üzerine Taylor'dan bu yana birçok çalışma yapılmış farklı disiplinlerden araştırmacıların çalışmaları, kavramın şekillenmesine katkı sağlamış, temelde denetim unsuru olarak karşımıza çıkması, makro ve mikro düzeyde verimliliğin önem arz etmesi sebebiyle üzerinde çokça tartışılan bir konu olmasına yol açmış olup bu bağlamda verimlilik kavramı için farklı tanımlamalar yapılmıştır.

Verimlilik için en genel anlayış, mümkün olabilecek en az kaynak kullanımıyla en fazla çıktıyı elde edebilmektir. Başka bir tanımlama yapılacak olunursa, verimlilik, bir sistemden elde edilen çıktı ile sistem girdisi arasındaki ilişkidir. Yapılan bu ikinci tanımda kullanılan girdi kelimesi ile ilk tanımda kullanılan kaynak kelimesi eş değer anlamda olup ham madde, malzeme, enerji, emek, arazi, sermaye gibi unsurları tanımlar. Girdi ve çıktının belirlenmesi, hesap edilmesi ise verimliliğin ölçülmesi ihtiyacını doğurur.Verimlilik hakkında yapılan tanımlamalara yer verilecek olunursa bu tanımlamalardan bazıları şöyledir;

JPC (Japan Productivity Center) Japon Verimlilik Merkezinin benimsemiş olduğu tanım; verimlilik doğru olan işleri, doğru bir biçimde ve ekonomik bir çalışmayla gerçekleştirmeyi hedefleyen akılcı bir yaşam biçimidir (Akal,1998:24). 

Üretim işlemine dahil olmuş öğelerin, karşılıklı etkileşim sonunda, hasılayı optimal noktaya çıkaracak bir miktar (kantite) ilişkisi içinde olmalarına "verimlilik" denir (Köksal, 2001:39).

Verimlilik, sonuçlarla bu sonucu elde etmek için harcanan zaman arasındaki ilişki olarak da tanımlanabilir (Prokopenko,1992:3). 

Görüldüğü gibi literatürde geçen diğer tanımlamalara da bakıldığında verimliliğin çok boyutlu olduğu, farklı ilişkileri gösterdiği anlaşılacaktır. Çıktı / girdi gibi tek ve basit bir ölçütle açıklanması yeterli olmamaktadır (Akal,1998:26). 

Verimliliğin Önemi
Kaynakların yetersiz kalması, talep tarafında ihtiyaçların değişiklik göstermesi, üretim miktarını artırma isteği, nüfusun artış göstermesiyle birlikte istihdam oluşturma noktasındaki beklentiler, küreselleşmenin getirmiş olduğu koşullar ile birlikte rekabet ortamında yer edinebilmek, sürekliliği sağlayabilmek ve benzeri nedenlerden dolayı kaynakların gerektiği gibi kullanılmasını, giderlerin en aza indirgenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu durum, verimliliğin öneminin hem işletmeler tarafından hemde ülkeler tarafından anlaşılmasına yol açmıştır. Bununla ilgili olarak alt başlıklarda verimliliğin işletmeler ve ülkeler açısından önemi vurgulanacaktır. 

İşletmeler Açısından Verimliliğin Önemi
İşletmeler için verimlilik kendi iç kontrollerini gerçekleştirebilmeleri veya benzer noktalarda kendilerini diğer muadilleriyle karşılaştırabilmeleri için önem arz etmektedir. İşletmelerin var olma amaçları arasında yer alan karlılık söz konusu olduğunda işletmeler, üretim maliyetlerini, hammaddenin temin edilmesinden üretilen ürünün teslimine kadar geçen süreci göz önünde tutmalıdırlar.

Verimlilik, günümüzde başarının, değişmenin, rekabetin en önemli öğesi,  ölçüsü ve belirleyicisi olmuştur. Verimlilik işletmeler için hem içsel, hem de dışsal öneme sahip bir stratejik kriterdir (Akdemir,1996:59).

İşletmelerin var olduğu pazarda rekabet ortamında ürettiklerini pazarlayabilmek, aynı zamanda pazardaki diğer rakiplerinin önüne geçebilmek için üretim süreci öncesi ya da esnasında kullandığı kaynakları rakiplerinden daha rasyonel kullanması gerekir.

Maliyetlerin azalması, kaynak israfının engellenmesi, kaynakların en uygun kullanımı, rekabet etme avantajı sağlaması ve buna benzer sebeplerden dolayı verimlilik işletmeler için önem kazanmıştır.

Ülke Ekonomisi Açısından Verimliliğin Önemi
Ülke ekonomisi açısından verimlilik makro boyutta değerlendirilmektedir. Nüfus yoğunluğuna göre kısıtlı kaynaklara sahip ülkelerin belirledikleri yaşam düzeylerine varabilmeleri için mevcut kaynaklarını verimli olarak kullanması gerekmektedir. Verimli olmayan kaynak kullanımının olduğu gelişmekte olan ülkelerde bu durum kalkınmanın önünde engel olarak ortaya çıkmaktadır.

Verimliliğin ulusal refahı artırmadaki önemi, bugün herkes tarafından kabul edilmektedir. Verimlilik artışından etkilenmeyen hiçbir insan etkinliği yoktur. Bu durum, gayri safi milli gelir ya da gayri safi milli hâsıladaki artış, ek sermaye ya da emek kullanımı sonucu değil, işgücünün etkililik ve kalitesindeki artıştan kaynaklandığı için önemlidir. Başka bir deyişle verimlilik artınca milli gelir ya da gayri safi milli hâsıla girdi faktörlerinden daha hızlı artar. Bu nedenle, verimlilik kazançlarının katkıları oranında dağıtılması durumunda, verimlilik artışı, yaşam standartlarında doğrudan artış sağlar. Günümüzde verimliliğin, gerçek ekonomik kalkınmanın, sosyal ilerlemenin ve hayat standardı artışının, tüm dünyadaki tek kaynağı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır (Prokopenko, 1992:7).

Verimlilik, aynı zamanda, bir ülkenin mallarının uluslar arası pazarlardaki rekabet gücünü de belirler. Rakipleriyle aynı verimlilik düzeyine ulaşamayan kimi ülkeler, ulusal paraları devalüe ederek sorunlarını çözmeye çalışırlar. Ancak bu, ithal mallarında fiyat artışları sonucu ülkedeki enflasyonu yükselttiğinden, söz konusu ülkelerdeki reel gelirin düşmesine yol açar (Prokopenko, 1992:8).  
Kaynakça:


- AKAL, Z., 1998, “İşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi Çok Yönlü Performans Göstergeleri”, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları, No: 473, Ankara .
- PROKOPENKO, J. 1992 “Verimlilik Yönetimi – Uygulamalı El Kitabı”, (Çev. Olcay Baykal vd.), MPM Yayınları, No:476, Ankara.
- KÖKSAL, C. D., 2001, "Veri Zarflama Analizi İle Bankacılıkta Göreceli Verimlilik Ölçümü",Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE, Isparta http://tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00216.pdf  Erişim Tarihi: 22.01.2011
- AKDEMİR, A.,  1996, “İşletme Bilimine Giriş”, Birlik Ofset Yayıncılık, Eskişehir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilgi Teknolojileri Kullanımının İşletme İçi Verimliliğe Etkileri

Veri Bilimi Eğitimi